Mısır konusunda çok fazla kafa karışıklığı vardır. Tatlı mısırdan belirgin bir şekilde farklı olan tarla mısırına olanlardan dolayı kötü bir üne kavuşmuştur. Taneleri sert ve kuru iken hasat edilen tarla mısırı, besi hayvanı yemi, etanol, yüksek fruktozlu mısır şurubu, mısır yağı, likör gibi ürünlerin ve her türlü işlenmiş gıdanın (kurabiye, mayonez, margarin) üretiminde kullanılan bir emtia mahsulüdür.
1990'ların ortalarında tanıtılan genetiği değiştirilmiş (GDO) tohumlar, şimdi ABD'deki tarla mısırının yaklaşık yüzde 90'ını üretiyor (aynı zamanda soya ve kanolanın yüzde 90'ından fazlası). Çapraz tozlaşma yoluyla oluşturulan melezleştirilmiş bitkilerin aksine, genetiği değiştirilmiş bitkiler, istenen özellikleri elde etmek için eklenen DNA dizilerine sahiptir.
GDO'lu mısır sadece 1996'dan beri piyasada. Hatırlatmak gerekirse, GDO veya genetiği değiştirilmiş organizma, biyoteknoloji olarak da adlandırılan genetik mühendisliği kullanılarak bir laboratuvarda genetik yapısı değiştirilmiş bir bitki, hayvan, mikroorganizma veya başka bir organizmadır. Bu süreç, yaşamın yapı taşlarının doğada olmayan deneysel yollarla yeniden düzenlenmesini içerir.
Bugün, genetiği değiştirilmiş mısırın en az 238 farklı çeşidi vardır. Bu çeşitlerin tümü ticari olarak mevcut olmasa da, talihsiz gerçek şu ki, Kuzey Amerika'da yetiştirilen mısırların neredeyse tamamı genetiği değiştirilmiş.
Genetiği değiştirilmiş mısır o kadar çok yere giriyor ki bazen bundan kaçınmak tüketici için imkansız gibi görünüyor. Bu yüzden NON GMO veya GMO Free etiketleri ve sertifikaları son derece önemli olmaktadır.
Tüketici bu sayede sadece GMO Free yada NON GMO etiketine bakarak tercihini yapabilmektedir. Bu etiketler, ürünün NON GMO sertifikasyon programı kapsamında değerlendirildiğini ve test, izlenebilirlik ve ayrıştırma gereksinimlerini karşıladığını söyler.
GMO Free ve NON GMO Mısır sertifikasyonu ile ilgili konularda ayrıntılı bilgi edinmek veya belgelendirme başvurusunda bulunmak için uzman ekibimize ulaşmaktan çekinmeyiniz.
