Gıda düzenlemesi, çoğu insanın hayal ettiğinden çok daha karmaşık ve ayrıntılıdır. Yemeğinizin başlangıcından ağzınıza ulaşana kadar tüm gözetim sürecidir.
Bu, üretim sürecini (nasıl yetiştirildiğini veya yapıldığını), ticareti (gıdanızın nereden geldiği ve nereye gittiğine nasıl ulaştığını), kaliteyi (gıdanızın katkısız olmasını sağlama), etiketlemeyi ve daha fazlasını kapsar.
Gıda yönetmeliği, yediğimiz gıdanın güvenli ve yeterli kalitede olduğundan emin olmak için vardır. Her ülkenin düzenlemeleri diğerleriyle eşit olmasa da, dünyadaki her ülkenin bir dizi gıda düzenlemesi vardır.
Etiketleme, gıda düzenlemesinin sadece küçük bir parçasıdır, ancak çok fazla dikkat çeker çünkü bu, insanların gıdalarının içinde ne olduğunu nasıl yargılayabildikleri ve ne yemek istediklerine karar verebildikleridir. Eyalet sınırları dışında satılan tüm gıdalar için yasalarca etiket gerekir (böylece yerel çiftçi pazarındaki gıda, eyalette yetiştirildiği sürece, Devlet gerektirmediği sürece bir etikete ihtiyaç duymaz).
Etiketler gerçeğe uygun olmalı ve yanıltıcı olmamalıdır ve bu neden mutlaka ulusararası akreditasyonlara sahip yetkili kuruluşlar tarafından belgelendirilmelidir. Gerekli standartları karşılamayan yiyecekler yanlış markalanır ve geri çağrılabilir.
Etiketler, gıdanın kimliğini, paketteki miktarı, pişirme talimatlarını, porsiyon boyutunu, güvenlik endişelerini (alerjenler gibi) ve beslenmeyle ilgili gerçekleri sağlar. Beslenme gerçekleri, sağlık ve hastalıkla ilgili bilinçli kararlar vermemize yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
GMO konusundaki regülasyonlar ve düzenlemeler genel gıda güvenliği kriterlerinden daha farklı bir yapıda olduğundan daha karmaşık olabilirler ve bunun yanı sıra her kuruluşun kendi oluşturduğu etiketleme kriterleri olabilmektedir.
Zorunlu etiketleme, bir pakete sözcükler yapıştırmaktan daha fazlasıdır. Arkasında tam bir düzenleyici süreç vardır (doğru olduğundan emin olmak için her ürünü kontrol eden tüm kişi ve kurumlar). Sürecin karmaşıklığı nedeniyle, etiketleme çok maliyetli olabilir ve bu nedenle genellikle yalnızca bilinçli sağlık kararları vermek için gereken en önemli bilgilerle sınırlıdır.
Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde genetiği değiştirilmiş mahsullerin yani GMO'lu mahsullerin düzenlenmesi üç düzenleyici kurum arasında bölünmüştür: Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı Hayvan ve Bitki Sağlığı Denetleme Servisi (USDA-APHIS), ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Sağlık ve Sağlık Bakanlığı. İnsan Hizmetlerinin Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) (sadece transgenik gıdaların üç federal devlet kurumunun tamamı tarafından düzenlenmesi gerekir). Gıda ürününün doğasına bağlı olarak belirli bir ajans başı çeker.
USDA-APHIS, hayvan tarımını zararlılardan ve hastalıklardan korur. Risk oluşturabilecek herhangi bir biyoteknoloji ürününün yanı sıra risk olduğu bilinen veya risk oluşturduğu bilinen veya şüphelenilen herhangi bir organizma veya ürünü düzenlerler.
İthalat, elleçleme, hareket, hapsetme ve bertaraf dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere tüm yönleri düzenler. EPA, tüm pestisitlerin satışını, dağıtımını ve kullanımını düzenler. EPA ayrıca gıda ve hayvan yemi üzerindeki ve içindeki pestisit kalıntıları için tolerans sınırları belirler veya Federal Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası uyarınca tolerans şartından muafiyet sağlar.
FDA, genetiği değiştirilmiş ürünler de dahil olmak üzere, bitki kaynaklı tüm gıda ve yemlerin güvenliğini ve uygun şekilde etiketlenmesini denetler. Ülkeye ithal edilenler de dahil olmak üzere tüm gıda veya yemler aynı standartları karşılamalıdır.
Kuruluşumuzun geliştirdiği GMO Free ve NON GMO Sertifikasyon programı, tüketici için GMO'uz ürünlere ulaşmasını kolaylaştırmanın yanı sıra, tüm bu yasal kriterlerin karşılanmasını da sağlar.
GMO Free ve NON GMO etiketi ve sertifikasyonu ile ilgili konularda ayrıntılı bilgi edinmek veya belgelendirme başvurusunda bulunmak için uzman ekibimize ulaşmaktan çekinmeyiniz.
