GDO olarak da adlandırılan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar, genetik mühendisliği süreciyle yapısal DNA'ları değiştirilmiş bitki veya hayvanlardır. Gen Teknolojisi olarak da adlandırılan Genetik Mühendisliği, bireysel genlerin bir türden diğerine transferini sağlar.

Genetik modifikasyon, özellikle gıda söz konusu olduğunda, hastalıklara karşı direncin arttırılması, beslenme seviyelerinin iyileştirilmesi, mahsul veriminin arttırılması veya türlerde istenen spesifik özelliklerin yaratılması dahil olmak üzere birçok farklı ticari amaç için kullanılmıştır. Ancak GDO'lu gıdalar tartışmasız değildir. Daha spesifik olarak, GDO'lar güvenli midir?

Bazı bilim çevrelerinde GDO'lu gıdalar, organ hasarı, gastrointestinal bozukluklar, kısırlık ve ayrıca kanser dahil olmak üzere bir dizi hastalık durumuyla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca toksik pestisitlerin ve kimyasalların daha yüksek mevcudiyeti ile bağlantılıdırlar.

Günümüzde tüketici profili bilinçlendikçe, doğal gıdalara ve sağlıklı yaşama artan ilgi ile GDO'suz gıdalar daha çok tercih edilir olmuştur. 

Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar sentetik veya kimyasal gübreler, herbisitler ve ayrıca dışarıdaki yıkama miktarına bakılmaksızın kalıntıları doğal olarak gıdada bulunan pestisitler kullanılarak yetiştirilir. Organik, doğal olarak yetiştirilmiş gıdaları tercih eden birçok insan, artık GDO'lu gıdaları tüketmemenin bir sonucu olarak, birçok hastalık belirtisinin kısa bir süre sonra azalmaya başladığını veya ortadan kaybolduğunu görüyor.

GDO'lu olmayan hayvansal gıdalara, insan vücuduna zarar verebilecek bir dizi antibiyotik veya büyüme hormonu enjekte edilmez. Antibiyotik kullanımı, bakterilere dirençli suşlar oluşturarak vücudun genel bağışıklığını azaltabilir ve hastalığa karşı duyarlılığı artırabilir.

Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar, daha uzun süre dayanmaları için kimyasal koruyucular kullanılarak tasarlanmıştır; bu, yemeğinizin göründüğü kadar taze olmadığı anlamına gelir. Gıdalar, ancak çiftlikte taze oldukları sürece vücut için faydalıdır. Daha sonra, besinlerin gücü giderek dağılmaya başlar.

GDO'lu gıdalar, belirli bir süre içinde yalnızca toprak erozyonu ve kısırlığa neden olmakla kalmayıp, aynı zamanda kirliliği artıran ve önemli ölçüde daha fazla enerji kullanan, kimyasal açıdan zengin bir ortamda yetiştirilir ve bu da dünyanın doğal kaynakları üzerinde baskıya neden olur.

Maddeleri Açısından Daha Zengin Organik olarak yetiştirilen GDO'suz gıdaların, omega yağ asitleri gibi besinlerin yanı sıra birkaç hayati vitamin ve mineral açısından daha zengin olduğu bulunmuştur.

GDO'suz gıdalar söz konusu olduğunda göz önünde bulundurulması gereken belki de en önemli faktör, özellikle doğal yetiştirme yöntemleri kullanılarak organik olarak yetiştirildiklerinde, tamamen doğal olmalarıdır. 

Gıda doğal olduğunda, genel yaşam kalitesini artırmanın yanı sıra sağlıklı yaşamı ve sürdürülebilirliği destekler. GDO'suz gıdalar, uzun vadede vücut için potansiyel olarak yaşamı tehdit edebilecek kimyasallar, koruyucular veya toksinler içermez.

GMO Free ve NON GMO etiketi ve sertifikasyonu ile ilgili konularda ayrıntılı bilgi edinmek veya belgelendirme başvurusunda bulunmak için uzman ekibimize ulaşmaktan çekinmeyiniz.